Her şey iki hafta içinde olup bitmiş, hayatı tamamen değişmişti. Annesinin ölümünü sindirmek hiç kolay değildi. Ne yapacağını bilmiyordu Ecem. Boş boş bakan gözleri sevdiklerini korkutuyordu. Zorunlu olan ihtiyaçları dışında kimseyle konuşmuyordu. İki hafta öncesine kadar ölümle ilgili, onu kabul etmekle ilgili birbirinden anlamlı sözler söyleyebilirdi. Ama bu kez ateş, düştüğü yeri yakmıştı. Yaşamak hiç de öyle kolay değildi. Ne kadar ağır gelmişti annesinin yokluğu. Koca şehirde yapayalnız hissediyordu kendini.
Annesi iki hafta içinde aniden rahatsızlanıp, bir anda yoğun bakıma kaldırılmıştı. Yüzünü görmeyi umut ederken, biricik annesinin acı haberiyle sarsılmış, içinde birkaç eşyasının olduğu bir poşeti eline tutuşturmuşlardı.
Hayat, ölümle yaşam arasında incecik bir çizgi. İnsan, bu incecik çizgide, hiç bitmeyen isteklerle, hiç ölmeyecek gibi yaşıyor hayatı.
İnsan, ne kadar gafil…
İnsan, ne kadar aciz...
Sanki rüyada gibiydi, ‘keşke öyle olsaydı’ diye geçirdi içinden. Ama gerçekti. Şimdi son yolculuğa hazırlıyordu annesini.
Daha önce de gitmişti o mezarlığa. Daha önce de şahit olmuştu birçok acıya, birçok vedaya…
Dönüşü olmayan yolculuklara…
Ama ilk kez bu kadar ağır gelmiş, ölümle yüzleşmek zorunda kalmıştı.
Artık her sabah telefonu çalmayacaktı. Pazar günü kahvaltılarına koşarak gidemeyecekti. Yaz gelince köye gitmek için beraber plan yapamayacaklardı. Kış için beraber hazırlık yapamayacaklardı. Dahası annesini bir daha göremeyecekti, bir daha onu sarıp koklayamayacaktı. Bir daha o eve nasıl gidecekti…
Anne demek, ev demekti…
İnsan, ne de unutkan…
Ama hayat; insana hatırlatıyor unuttuğu gerçeği.
İliklerine kadar sızlatarak…
Aradan aylar geçmiş, duyduğu özleme rağmen, yüreğindeki acı az da olsa dinmişti.
Düşünecek, irdeleyecek çok vakti olmuştu. Ölümün yaşı yoktu. Ona çok uzak gibi görünürken, her an onun da başına gelebilirdi.
Annesini düşündü. Onun öğrettiği güzel ve doğru şeyleri…
“Bir amacın olmalı, insanlara fayda vermelisin” derdi. Varlığıyla da yokluğuyla da öğreten bir annesi olduğu için şükretti. Ne güzel bir hediye, ne güzel bir miras bırakmıştı. “Kıymetini bilemedim,” dedi. Başını sallayarak.
“Evet, bir amacım olmalı,” dedi kendinden emin bir şekilde. Nasıl bir hayat yaşamak istediğini, nasıl bir iz bırakmak isteğini sordu kendine. Anlamlı bir hayat yaşamak istiyordu. Doğru yaşamalıydı hayatı ve insanlara fayda vermeliydi. Anlık heveslerine, duygularına esir olmadan, doğruların peşinde olmalıydı…
💧
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Karar temalı blog
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın amacını amaç edinmiştir.
Hayatta mutlu ve başarılı olmak...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Karar temalı blog
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın amacını amaç edinmiştir.
Hayatta mutlu ve başarılı olmak...
Ortak duygular.Benzer kararlar... Ne güzel bir yazı.
YanıtlaSilBeni annemle yaşadıklarıma götürdü.Kaleminize sağlık
Anlık heveslerine, duygularına esir olmadan, doğruların peşinde olmak.. çocuklarımıza bırakabilecek en güzel miras.. kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilbu hayatta kişinin amacı olmalı, faydadan yana...
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Insan sevdiklerini kaybedince ona yüklediği anlamda gittigi icin, boslukta hissediyor kendini.Bedelin coksa yukledigin anlamda çok oluyor.Annenin anlamı;karşılıksız sevgisi,sınırsız merhameti,hosgorusu,fedakarlığı....pek cok şeyinde icini boş bırakıyor. Tum bunlara karsi hayatında gercek bir amacın var ise o seni güçlü tutabiliyor.
YanıtlaSil"Evet bir amacım olmalı..." Bu farkındalık oluşturan güzel yazı için teşekkürler.. kaleminize sağlık.
YanıtlaSilElinize sağlık. 💐 Sevdiklerimizin, bize doğruyu güzeli öğretenlerin kıymetini bilmek, onlara sevgimizi gösterebilmek, örnek almak çok güzel. İnsanın asıl amacı faydaya, iyiliğe yönelikse, güzel izler bırakabiliyorsa, örnek olabiliyor, kıymet verilen olabiliyor. Söylediği faydalı bir cümle dahi olsa çok güzel miras bırakabiliyor. Ölümünden sonra da faydalı olmaya devam edebiliyor…
YanıtlaSilAh yanımızdayken kıymetini bilmediklerimiz.
YanıtlaSilAnnelerimiz ne de doğru öğretmiş, “İnsanın amacı olmalı”, kaleminize sağlık
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
YanıtlaSilBütün gidişler zordur kalan için hangi yaşta olursa olsun.Önemli olan kalanlara güzel anılacak izler bırakabilmekdir.
YanıtlaSilHayatın anlamını bulup ona uyumlu yaşamak, sevdiklerinle arandaki bağı korumak gercekten cok önemli. Anne yol gösteren, yetistiren olunca yokluğu daha da bi zor oluyor.Kaleminze sağlık
YanıtlaSilHayatın amacı geçici değil, kalıcı bir şey olmalı değil mi... kaleminize sağlık:)
YanıtlaSil