Hüzünlü bir sonbahar sabahıydı. Rüzgârın uğultusu izin vermiyordu zorla uyumaya çalışmasına rağmen yumamıyordu gözlerini…
Ahhh gençlik ahh! Ne zor uyanırdım. Yataktan kalkmamak için ne diller dökerdim anacığıma. Şimdi vakit var imkân var ama istesem de uyuyamıyorum diye söylendi.
Sağa döndü sola döndü yok bir türlü uyuyamıyordu. Doğruldu yatakta, en iyisi kalkmak dedi.
Eşi Nurten Hanım’ı kaybettikten sonra daha da zorlaşmıştı bazı şeyler Ali Amca için. İki söyleniyordu didişiyorduk, gülüşüyorduk vakit geçiyordu dedi içinden.
Sabah rutini ilaçlarını aldı, kahvaltısını yaptı. Öğleni zor etti.
İç sesini duymamak için her öğlen vakti çocuk parkına gitmeyi alışkanlık edinmişti. Evin sessizliği ve eşinin özlemini dış seslerle bastırıyordu. Parkta koşturan çocukları izlemek onların coşkulu sesleri iyi geliyordu Ali Amca’ya ve yalnızlığına.
Her gün en az iki saatini geçiriyordu parkta. Bugünkü kazanımlarla çocuk yaşta olsam diye geçirdi içinden. Bu donanımla sıfırdan başlasam. Vay bee…
Ama ne mümkün dedi derin bir iç çekişle… İnsan yaşayıp öğreneyim diyor ama ömür vefa etmiyor işte. Oysa dün gibi gençlik nasıl kaydı gitti ellerimden.
Dışarıdan çocuk sesleri içeriden iç çekişleriyle o günde, iki saatini doldurdu parkta. Ekmeğini aldı gönlündeki özlem ve kafasındaki seslerle evinin yolunu tuttu.
Çoğumuzun aslında yaptığı bu değil mi?
Unutuyoruz ölüm gerçeğini. Ömür bitmeyecek zannediyoruz. Ama öyle bir an geliyor ki insan çok sevdiklerini toprağa verince yüzleşiyor ömrünün bir gün sona ereceği gerçeğiyle. Peki, neden ders almaz insan? Hep yaşayarak görmek ister sonucunu. Oysa süre kısıtlı. Yaş 35 yolun yarısı eder diyen şair 46 yaşında yummuş hayata gözlerini. Yaşayarak öğrenmek yerine kısıtlı ömründe öğrenerek yaşamalı henüz vakit varken…
İnsanoğlu der ki kendim yaşayarak öğreneyim, hata yapayım düşe kalka yürüyeyim hayat yolunu.. Ama bu her zaman mümkün olmaz. Bazı öğrenişler çok acı sonuçlar doğurabilir. Bazı kayıpların yeri doldurulamayabilir. Bazen yapılacak bir sürü şey varken ömür vefa etmeyebilir. Dolayısıyla bize verilen başı sonu belli kısıtlı bir ömür.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi adı üzerinde deneyimlenmiş gerçek bilgilerle insanın en az kayıpla en konforlu nasıl yaşayacağı ile ilgili bir ilim sunar eğitimlerinde…
💧
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Karar temalı blog
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın amacını amaç edinmiştir.
Hayatta mutlu ve başarılı olmak...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Karar temalı blog
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın amacını amaç edinmiştir.
Hayatta mutlu ve başarılı olmak...
Ömür dedigin nedir ki göz açıp kapayana kadar.Hayat icinde amacın varsa dolu dolu geçer. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsan büyük kayıplar yaşadıktan sonra keşke nasıl tepki verirsem lehime olur bunları öncesinden ogrenseydim diyor. Biraz geç oluyor maalesef. İyi ki yolum seminerlerinizle kesişti. Kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilYazı beni geleceğe götürdü, henüz uyku kotam dolmamışken, henüz mücadele etme gücüm varken şu anımın kıymetini ve tadını çıkarmam için motive etti. Yazanın yüreğine emeğine sağlık.
YanıtlaSilİnsan her şeyi deneyerek öğrendiğinde kendine büyük kötülük yaptığını acı biçimde fark ediyor. İyi ki gerçek bilgilerle yaşamadan öğrenme imkanıyla karşılaştım... Kaleminize sağlık
YanıtlaSil"Bazı kayıpların yeri doldurulamayabilir. Bazen yapılacak bir sürü şey varken ömür vefa etmeyebilir." Çok içten anlatılmış kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilİnsanın ömrünü film şeridi gibi gözünün önünden geçmesini sağlayan bir yazı olmuş.
YanıtlaSilKaleminize sağlık. 💐Gerçekten de yaşayarak öğrenmek hem çok acı veriyor hem de çok yoruyor insanı.. Karşımıza çıkan, duyduğumuz, gördüğümüz her şey tesadüf değil, öğrenmemiz ve ders çıkarmamız için. Henüz vakit varken öğrenerek yaşamalıyız.
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık. Gerçekler yalın, hoş ve samimi bir dille anlatılmış...
YanıtlaSilİnsanın kendi yaşayıp görmesi kendi kendine yaptığı ne büyük zorluk aslında... Heyhat ki bunu fark edemiyoruz
YanıtlaSilInsan yaşamı bir ömre sığar mi?Hayatı öğrenerek ,irdeleyerek yaşadığımızda sıgdırabiliriz belki..Hayat amacını düşünüp ona uyumlu yaşadığında, 'guzel bir ömrüm oldu'diyebiliriz...
YanıtlaSilYaşayarak öğrenmek yerine öğrenerek yaşamak…. Ne kadar doğru, ne kadar kurtarıcı bir tarz. Vakti geri çeviremeyen insana bahşedilmiş bir nimet aslında. Kaleminize sağlık….
YanıtlaSilİnsanoğlu yaşayıp öğreneyim der ama nereye kadar.. öğrenerek yaşamak, deneyim transferi yapmak insanın kısacık ömründe ne de çok kıymetli.. emeğinize sağlık
YanıtlaSilEmel
YanıtlaSilÖlüm gelceği dilin söylediği .kalbin kabullenip taktik edemediği ve şımarır diye sevgiyi dile getirmeme
Nasihat niteliğinde güzel bi yazı teşekkürler hocam
Elinize sağlık. 💐
YanıtlaSilGerçekten bir ömre ne kadar ömür sığdırabilir insan? Hem kendi hem başkalarının hayatındandaki deneyimleri öğrenerek, hayatına yansıtırak kazanır aslında. Yaşayarak öğrenmek zorunda kalmaz. Çok büyük bir konfordur Deneyim transferi.
Hayat göz açıp kapayınca kadar derlerdi. Tatminkar bir ömür geçirmek dileğiyle
YanıtlaSil